1. Haberler
  2. Sağlık
  3. Topraktan Sofraya, Pestisitler Her Yerde!

Topraktan Sofraya, Pestisitler Her Yerde!

featured
topraktan-sofraya-pestisitler-her-yerde.jpg
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Pestisitler, tarımda zararlı böcekleri, otları ve mantarları yok etmek için kullanılan kimyasal maddelerdir. Özellikle gelişmekte olan bağışıklık ve sinir sistemleri nedeniyle çocuklar pestisitlere karşı çok daha hassastır; bu maddeler çocuklarda öğrenme güçlüğü, dikkat eksikliği ve hormonal bozulmalara yol açabilir.

Yeni Yüzyıl Üniversitesi Gaziosmanpaşa Hastanesi Çocuk Hematolojisi ve Onkolojisi Uzmanı Prof. Dr. Barış Malbora, çocukların pestisitlere maruziyetinin bağışıklık sistemlerini olumsuz etkileyebileceğini ve bazı kanser türleriyle ilişkilendirilebileceğini belirterek önemli açıklamalarda bulundu.

Küçük Çocuklar Pestisite Nasıl Maruz Kalır?

Küçük çocuklar pestisitlere (tarım ilaçlarına) çeşitli yollarla maruz kalabilirler. En yaygın maruz kalma şekillerinden biri, pestisit kalıntılarının meyve, sebze ve tahıllarda bulunmasıdır; özellikle iyi yıkanmamış veya kabuğu soyulmamış ürünlerin tüketilmesiyle çocukların vücuduna pestisitler geçebilir. Ayrıca, emziren annelerin vücudundaki pestisitler anne sütü yoluyla bebeklere ulaşabilir. Pestisitler aynı zamanda tarım alanlarından sızarak içme sularına karışabilir; bu durum özellikle kırsal bölgelerdeki kuyu ve kaynak suları için risk oluşturur.

Solunum yoluyla maruziyet ise, pestisit spreylerinin uygulandığı alanlarda çocukların havadaki kimyasalları soluması veya kurumuş pestisit kalıntılarının rüzgarla taşınarak solunmasıyla gerçekleşebilir. Deri yoluyla maruz kalma da önemli bir diğer yoldur; pestisit bulaşmış oyuncaklar, halılar, yüzeyler veya evcil hayvanlar ve bitkilerle temas eden çocuklar bu kimyasallara doğrudan temas edebilirler. Ev ve bahçe ortamında kullanılan böcek ilaçları ve bitki spreyleri de çocukların kolayca ulaşabileceği yerlerde bulunarak maruziyeti artırabilir. Son olarak, tarım işçisi ebeveynlerin kıyafetleri veya ayakkabılarıyla eve taşıdığı pestisitler dolaylı olarak çocuklara bulaşabilir. Tüm bu yollar, küçük çocukların pestisitlere karşı hassasiyetini artırarak sağlık risklerini beraberinde getirmektedir.

Çocuklar pestisitlere karşı neden daha hassastır? 

Çocukların pestisite karşı daha hassas olmasının birkaç önemli nedeni bulunur. Öncelikle, çocukların vücut ağırlığı yetişkinlere göre çok daha düşük olduğu için, aynı miktarda pestisit maruziyeti onların bedeninde daha yüksek doz etkisi yaratır. Ayrıca, çocukların organ sistemleri, özellikle sinir sistemi, hormon dengesi ve bağışıklık sistemi, hala gelişme aşamasındadır ve bu nedenle pestisitlerin olumsuz etkilerine karşı daha savunmasızdırlar; bu etkiler kalıcı sağlık sorunlarına yol açabilir. Bunun yanı sıra, çocukların davranışsal özellikleri de maruziyeti artırır; örneğin ellerini sık sık ağızlarına götürmeleri ve yerde oynamaları, pestisitlerin vücutlarına geçme riskini yükseltir. Tüm bu faktörler çocukların pestisitlere karşı daha hassas olmalarının temel sebepleridir.

Anneden çocuğa rahim ve emzirme yoluyla pestisit geçebilir mi?

Anneden çocuğa hem hamilelik (rahim içi) hem de emzirme yoluyla pestisitler geçebilir. Özellikle yağda çözünen ve uzun ömürlü pestisitler plasentayı geçerek fetüse ulaşabilir ve anne sütü yoluyla bebeğe geçiş gösterebilir.

Hamilelikte bazı pestisitler (örneğin organoklorlu bileşikler ve bazı organofosfatlar) fetüsün kan dolaşımına geçer; bu durum düşük doğum ağırlığı, nörolojik gelişim sorunları ve hormonal bozukluklarla ilişkilendirilmiştir. Emzirme döneminde ise organoklorlu bileşikler anne sütüne geçer ve bebeğe aktarılabilir. Dünya Sağlık Örgütü ve UNICEF, anne sütünün faydalarının pestisit riskinden genellikle daha ağır bastığını vurgulasa da, özellikle tarım işçisi annelerde dikkatli olunmalıdır.

Organoklorlular hem plasentadan hem anne sütünden geçerken, organofosfatlar daha çok plasenta yoluyla geçiş gösterir. Piretroitler sınırlı geçiş yapar, herbisitlerin geçişi ise tartışmalıdır.

Pestisit maruziyeti hangi hastalıklara ve sağlık sorunlarına yol açar?

Pestisit maruziyeti, kısa ve uzun vadede ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Özellikle çocuklar, hamileler, yaşlılar ve tarım işçileri gibi hassas gruplar daha yüksek risk altındadır. Yüksek dozda pestisite maruz kalındığında nefes darlığı, bulantı, kas seğirmeleri, bilinç kaybı ve cilt tahrişi gibi akut zehirlenme belirtileri görülebilir. Aşırı maruziyet, solunum yetmezliği gibi ölümcül sonuçlara yol açabilir. Örneğin, tarım işçilerinde görülen akut pestisit zehirlenmeleri dünya genelinde her yıl binlerce ölüme neden olmaktadır (WHO verileri).

Düşük dozda ancak sürekli pestisit maruziyeti ise uzun vadede kanser, nörolojik ve hormonal bozukluklar gibi ciddi hastalıklara yol açabilir. Glifosat ve malathion gibi bazı pestisitler Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı (IARC) tarafından “muhtemel kanserojen” olarak sınıflandırılmıştır. Bu kimyasallar lösemi, lenfoma, beyin tümörleri gibi kanser türleriyle ilişkilidir. Ayrıca, Parkinson, Alzheimer, DEHB, öğrenme güçlükleri ve düşük IQ gibi nörolojik hastalıklarla da bağlantılıdır. Klorpirifos gibi bazı pestisitler çocuklarda nörogelişimsel bozukluklara neden olabilir.

Bazı pestisitler hormon sistemini etkileyerek tiroid bozuklukları, diyabet, erken ergenlik, doğurganlık sorunları ve doğum kusurlarına yol açabilir. Bu maddeler hormonları taklit ederek vücutta östrojen/testosteron dengesini bozar. Aynı zamanda bağışıklık sistemini zayıflatarak otoimmün hastalıklar, astım ve karaciğer-böbrek hasarına neden olabilir.

Çocuklar, gelişim dönemlerinde oldukları için pestisitlere karşı daha hassastır. Gelişimsel gecikmeler, otizm spektrum bozuklukları ve davranış problemleri gibi etkiler anne karnındaki maruziyetle ilişkilidir. UC Berkeley çalışması, pestisitlere maruz kalan çocukların IQ seviyesinin ortalama 7 puan daha düşük olduğunu göstermiştir.

Farklı pestisit türleri farklı hastalıklarla bağlantılıdır. Örneğin organofosfatlar (klorpirifos, malathion) nörotoksisiteye ve Parkinson’a, organoklorinler (DDT, lindane) kansere ve hormonal bozukluklara, glifosat gibi herbisitler ise lenfomaya yol açabilir.

Türkiye’de Pestisit Maruziyetinde Artış Var mı?

Türkiye’de pestisit kullanımı son yıllarda belirgin şekilde artış gösteriyor. TÜİK verilerine göre, 2010’da 45 bin ton olan tarımsal pestisit kullanımı 2023’te 63 bin tona ulaştı. En çok kullanılanlar arasında glifosat içeren herbisitler, fungusitler ve böcek öldürücüler bulunuyor. Bu artışa paralel olarak gıdalarda limit üstü kalıntılara sıkça rastlanıyor; özellikle çilek, üzüm, biber ve yeşilliklerde pestisit kalıntılarına dair uyarılar dikkat çekiyor. Tarım bölgelerinde kanser vakalarının artması ve çocuklarda dikkat eksikliği, öğrenme güçlüğü gibi nörolojik etkilerin görülmesi, pestisit maruziyetinin sağlık üzerindeki etkilerine dair endişeleri artırıyor.

Mevsimlik tarım işçileri, eğitim ve ekipman eksikliği nedeniyle en yüksek risk altındaki grup olarak öne çıkıyor. Her yıl yüzlerce işçi, pestisit zehirlenmesi nedeniyle hastanelere başvuruyor. Endüstriyel tarımın yaygınlaşması, denetim eksiklikleri ve çiftçilerin bilinçsiz pestisit kullanımı bu tabloyu derinleştiriyor. Türkiye’de bazı pestisitler yasaklansa da organik tarım oranı hâlâ düşük seviyede. Uzmanlar, pestisit maruziyetini azaltmak için daha sıkı denetimler, organik tarımı teşvik ve kamu bilinci artırıcı çalışmalar yapılması gerektiğine dikkat çekiyor.

Pestisit Maruziyetini Azaltmak İçin Neler Yapılmalı?

Pestisit maruziyetini azaltmak için özellikle gıda seçiminde dikkatli olmak büyük önem taşıyor. Çilek, ıspanak, elma gibi kalıntı riski yüksek ürünlerde mümkünse organik tercihler yapılmalı; sebze-meyveler karbonatlı ya da sirkeli suda bekletilerek iyice yıkanmalı veya soyularak tüketilmeli. Mevsiminde, yerel ürünleri tercih etmek de riski azaltır. Evde kimyasal böcek ilaçları yerine doğal çözümler kullanılabilir; lavanta, nane yağı, boraks gibi maddelerle zararlılara karşı etkili ve güvenli yollar izlenebilir.

Çocuklar ve hamileler pestisitlere karşı daha hassas olduğundan özel önlemler alınmalı; özellikle bebek gıdaları organik seçilmeli, ilaçlanan alanlardan uzak durulmalı. Tarım işçileri koruyucu ekipman kullanmalı, içme suyu kaynakları ise düzenli analizlerle kontrol edilmeli. Toplumsal ölçekte ise organik pazarların desteklenmesi, belediyelerden pestisitsiz tarım projeleri talep edilmesi ve Tarım Bakanlığı’nın denetimlerinin yakından takip edilmesi gerekiyor.

Pestisitten Korunmak İçin En Etkili 5 Önlem 

1. Organik gıda tüketin.

2. Sebze-meyveleri karbonatlı/sirkeli suyla yıkayın veya soyarak yiyin.

3. Evde kimyasal böcek ilacı yerine doğal yöntemler kullanın.

4. Tarım işçisiyseniz koruyucu ekipman (maske, eldiven) takın.

5. Su kaynaklarınızı test ettirin, arıtma kullanın.

Unutmayın: Pestisitlerden tamamen kaçınmak mümkün olmasa da, maruziyeti %90’a varan oranda azaltabilirsiniz. Küçük değişikliklerle uzun vadeli sağlık risklerini önleyebilirsiniz.  

 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Topraktan Sofraya, Pestisitler Her Yerde!
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin